Ruhumuzun Aynası Ay

HAYATLARIMIZA YÖN VEREN MUCİZE
RUHUMUZUN AYNASI..AY

YAZAN: RABİA ÖZER

Gök kubbenin ilk feleği
Ay..
Meleği Cebrail as dır.
Ay, üst ve alt alemlerle iletişim, duygusal bağ kurmamızda etkendir.
Bu yüzdendir ki;
Nahif,kibar ve yumuşak lisanıyla uzlaşmacıdır..

Yengeçi yönetir;
Anaçtır..
Topraklarından evinden ,ailesinden köklerinden güç alır Yengeç.

Boğa‘nın sakinliğinde yücelerek kendi rengini bulur.
Oğlakta tepetaklak..(zararda)
Akrebin derin sularında boğulur..Düşüştedir
Mars’ın öfkesiyle hırçınlaşır çünkü.

Ay duygularımız ruhumuzun derinliği inceliği,sessizliği sezgiselliği bazen hissizliği hatta ruhsuzluğu katılığı bile gün yüzüne çıkarabilir.

Ne kadar ruhsuz bir insan, deriz bazen..
Ne kadar huzurlu..
Ne kadar içten.
Ne kadar melankolik.
Ne kadar umarsız..

Ay içe çekilişlerimiz..
Su enerjisinde..
Suyun soğukluğu, serinliği, derinliği, genişliği,sıcaklığı, yoğunluğu,karanlığı; Ayın çekimleriyle;
med cezir hareketleri ve duygularımızın ne denli içtenlikli olmasıyla bağlantılıdır.

Ay gecedeki sır ve dengedir..
Uyum ve ahenk..

Sirius yıldızı Yengeç burcunun gözdesi.
Şira yıldızının Rabbi O’dur.” (Necm-49)
Güç, şans, kutsama ve mutluluk verir..

Yörüngedeki seyrinin nihayetinde
Eski kurumuş hurma dalına benzer..“(Yasin-39)
Hurma ise kadın demek.

Ay da dişil enerjidir.
Hurma dalı misali yaşam ve ölüm arasında evrilerek değişen..
Bakir, bilge ve olgun..
Hayatlarımıza kadersel dokunuştur..
Köklerden göklere bir yükseliştir..

İnsanın iç dünyası..
Annenin kalbinde filizlenen tohumun rahminde tomurcuklanması..
Allah’ın tekvin sıfatıyla tasavvur ettiği insanın en güzel haliyle vücud bulması..
Ruhun yansıması haritadaki Ay burcunun hangi evde yerleştiğinin önemini artırıyor.

Ay, anne kalbindeki derin çocukluğumuz.
Acıyan, üşüyen,sevinen , hüzünlenen,korku dolan, mutlu olan yanlarımız..
Yalnızlığımız içe çekildiğimiz kabuğunu kıramakta zorlandığımız en kuytu yerlerimiz..

En derin sessiz çığlıkları; travmaları gözyaşları; sevinçleri..En karmaşık bazen de dengesiz halleri bazen durgun,yorgun;
Kanatlarını kapatıp kendi karanlığındaki sessizliğin huzurunda “Ay’ın huzuru’nda” sonsuzlukta kaybolmak ve gücünü bulma; kendini bulma yolculuğu ..

Kendi karanlığımızdan bilip de unutturulan alemin ;
başka bir alemde kendini bulduğu, rahmin içinde kemale erdiğini sandığı alemden,
yine bilinmez,
bir aleme doğduğu dünyaya; karanlıklarımıza dokunan; “koruyucu“dur..
Anne şefkati gibi sarıp sarmalayan aydınlatan ışıktır Ay ..

Bebek önce annenin kalbine sonra rahmine düşer..Sonsuza dek ruhundan öpmeye adanmış bir ruhtur anne..Çocuğu büyüse de gözünden hiç düşmez..

Çünkü Cebrail fısıldamıştır ona ruhun ruha selamı ve duası daim olsun ki ; korunmuş olsun..

Anneden şefkati merhameti derin almış insanın empati yeteneği güçlüdür.Duygusal zekası keskin ve görüşleri isabetlidir..

Ay her burçta yaklaşık 2.5 gün kadar kalıp sonra diğer burca geçişiyle zodyakta turlarken; ruhsallığımızı duygularımzı korurken ve kollarken ruhsal kimliğimizin şekillenmesiyle ilgilidir.

Zaman zaman sekte yapıp hızını yavaşlatıp Ay boşlukta kalarak sakinleşir, bazen o duygunun içinden geçerken özümseriz.
Ruhsal karmaşa bazen sebepsiz buhran ve bunalımlar..İç sıkılması hassasiyet gösteriyor olmamız da bu yüzden..

Ay kendi halinde ışıklarını kendine çekip zamana önce hız verip duygusal kararlarımıza ve gündemimize
(transitte) mâna yüklüyorken;
28 günde turunu tamamlamış olur..

Aynı zamanda dişil enerjinin beden arınması da bu yönde eş zamanlı olarak; kadın bedeninde mevsimsel geçişleri ile ruhsal ve fiziksel değişkenlikleri iç içedir..

Gökyüzü kendini arındıryorken ve aydınlatıyorken ruhumuza yansıyor..

Suyun derinliğinde Ay enerjimizi güçlendirirken sezgisellik; hislerin derinliği ve kalbi görüş oldukça berraktır..
(YengeçAkrepBalık)

Toprağın kalbine doğmuş Ay daha çok sahiplenici, sabırlı, güvenilir, düzenli, kontrolcü daha sert soğuk..Hatta soğukkanlı..Zaman zaman katı kuralları vardır..
(BoğaBaşakOğlak)

Havanın aklında doğmuş Ay kalpten daha çok zihnindedir..Mesafeli olmak ister.Sıradışı
Entellektüel bir arayış karmaşasındadır daha felsefî..
(İkizlerTeraziKova)

Ateşin içinde doğan Ay oldukça hararetli, heyecanlı,cesur
Öfkeli, egosu bencilliği ile herşey kendi istediği gibi olsun ister..
Görülmek bilinmek ve farkedilmek adına ateş pahasıdır.
Bazen ya can yakar ya kalp kırar..
(KoçAslanYay )

Hz.Ademin makamı olmakla beraber
Adem, “adam” kökünden gelmesi arasında ince bir çizgi vardır.

Ay’ın hareketli ve değişken döngüsüyle eski tabirle
Kameri delilik” olarak ruhsal olarak; çok hareketlilik, içe kapanma, ağlamak, durgunluk, bunalım, sıkıntı, gerginlik, kabına sığamama, etkileriyle demek ki “adam -adem” yani insanî duygularının merkezinde kalmak ile ilişkilidir.

Ay’ın her evresi insanın bir başka karanlığını ışığa döndürmesi gibi..

Ay duygusal çalkalantılar..
Gelgitlerimiz..
Yalnızlaştğımız yerler iç dünyamız..
Ruhumuzun özü..

İnsanlara yön veren mucize
Doğumdan ölüme yaşamın her alanında içimizde ve dışımız da hep var olan yol gösterici bir ışık bir rehber Ay..

Ay tanrıçası;
Cennetteki ve Dolunaydaki tanrıça
Luna ..
Altına, gümüşe, mücevherlere parlaklığını veren içsel güzelliğiyle büyüleyici ve koruyucudur ..

Ay’ın “gümüş” ışığıyla; karanlıktaki parlaklığı.. Gümüşün saflığı ve zarafeti ile içimizdeki masumiyetin korunması..
Sakinlik ve dinginliği ile “ayın ondördü” gibi eril yanlarımıza bütün nahifliği çoğaltarak dokunur..

Muhammedî (sav ) nurdur Ay..O’nun ruhundan nurundan; O’nun zuhûrundan alemlere ve anne kalbinden insanlığa verilmiş bir damla..
O’nun kadar güzel
O’ndan bir parça..
Şakk’ul Kamer” işaretti
İlahi aşkından şerha şerha..
Nurundan..
Ay’ın kaderinde parçalanmak var idi..

Ay parçam, Ay yüzlüm,
Ay’dan, Ay’dınlık.. Nur yüzlü..dillere pelesenk olmuş tabirleri aslında hep O’nun güzelliğinden bir parça olup; O’nu anmak içindir..Her ne kadar alışılagelmiş sadece; güzellik için veya hitap olarak kulllanılsa bile..O’nun Nur’uyla hemhal olmaktır..

Mah cemâlin şulesinden
Çalkalanıp göle düştü..”

Allah kadın bedeninde sevgiyle yoğrulmuş bilgeliği ona verdiği “Rahim ” sıfatıyla öz sevgiyi, öz şefkati daha da güçlendiyor.

Erkek ise Ay bilgeliğini annesinden özümseği derecede hisseder ve haritasındaki Ay konumlarınca çekileceği dişil enerjieri; ruhunun Ay parçasını bulma eğilimindedir..

Tıpkı Hz.Ademin cennetten kovulduktan sonra Hz.Havva’yı araması gibi..
Bu yüzdendir ki ruh eşini ruhun diğer yarısı hep özünü arar.
Özdeki aşinâ olduğu sevginin kendi yansımasına en yakın olanı..

Epeyce bir zaman ayrılıkla imtihan..Sonrasında tevbe..Affediliş ..
Hatalarıdan arınmış bir ruhla tekrar dünya evine girmeleri..
Ruhların birbiriyle inikâsı için öncelikle geçmişinden hatalarından arınmak elzemdir ve bu da bir süreçtir..

Demek ki; her ruhun arınması korunması ve tekamülde olgunlaşması bir değildir; ve yine ruhların arınması aynîleşmesi kavuşması ve sonra yine yaratılıştaki ilk öze dönmesi de aynı olmayacaktır.

Erkeğin hayat enerjisini harcadığı bütün_ koşuşturmalardan sonra birden bire içe dönmesi sessizleşmesi ilk yaratılıştaki ademî yalnızlığında derinleşmesi kendi ruhunun hakikatinde durulmasıdır.
İnsan özündeki yalnızlığı en çok buradan hatırlar..
Çünkü Hz.Adem yaratıldıktan sonra uzunca bir süre yalnız bekletilmişti..

KARANLIĞIN ZEHİRİ
AY KARANLIĞI
LİLİTH AY

Karanlığın ışığı..
Ay’ın karanlık yüzü..
Gecenin zifiri karanlığında ..Ay karanlığı..

Kinin, öfkenin, kibrin; kötülüğün şeytani çekiciliğin sinsiliği..
İçten içe kıvrılarak ve süzülerek.
Kalplere korku salan; vesvese veren ..İnsanın önüne arkasına yaklaşan ve olabilecek her türlü düşmanlığı içinde barındıran Ay karanlığı..

İnsanın zaaflarına hakimiyet kurabilen ve
İstediğini ele geçirmek için türlü çirkeflikleri içindeki şeytani güçle gücüne güç katar..
Adeta biçilmiş kaftandır kurbanı onun için..

Karanlığın içindeki vahşi karanlık aslında gözlerinden ateş püskürten öfkenin intikamın can alıcı hayat yakıcı yıkıcı ışıklarıdır..

Karanlığın en derinlerinde sessiz ve sûkunetle karanlığın öfkesini uyandırmadan beklemek..

Nefsin bir başka boyuta uyanmadan..Karanlık sizi delmeden bu karanlıktan ışığa geçmek..

Al karası, lohusayı çıldırtan düşmanı;
bebeğin celladı; ümmü sıbyan olarak yani Lilith olarak karşımıza çıkar..Karanlığın delisi..İçinde bitmek tükenmek bilmeyen bir kin ile musallat olur..

İnsanlığın soyunu yok etmeye yeminli lanetlenmiş bir melun..Karanlığın içindeki tüm negatiflikleri uyandıran..

Nazari ve tılsımlı olan tüm negatif etkilere açık oduğumuz zamanlarda kendi ışığımızda kalmak..
Bazen de ölü takidi yaparak sessizleşmek..
Ne kadar sığınma ve korunmada kalırsak o kadar iyi.
Karmik olarak geçmiş ve köklerden sirayet eden etkilerle yüzleşmek..
Olabildiğince arınma korunma çalışmaları yapılmalı ve teslimiyette kalınmalıdır.

BAŞAK BURCUNDA
DOLUNAY’IN
AY TUTULMASI

Kader beyaz kağıda sütle yazılmış yazı
Elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı

Ölümle doğumun gerçekliği gibi bir uyanışın içinde..Yılanın kabuğundan sıyrılışı..İnsanın içindeki beyaz ejderhanın uyanışı küllerinden yeniden doğmaya hazırlanıyorken..
Toprağın hayatın kış uykusundan ilkbahara uyanışı..

Kalplerde yumuşak bir heyecan.
Başak Dolunayı şelale gibi gür..
Tutuluyor..
Olacaklardan habersiz..

Ruhların biribiriyle selamlaşması gibidir Ay ve Güneş tutulmaları..

Ayn’el yakîn olma halidir.
İlahi Aşk ile
Cezbe hali

Yani 6 aylık bir evrenin hasbihali ..Asırların muhakemesi..

Balık -Başak aksında
Kuzey -Güney Ay düğümleriyle etkileşimiyle de tüm kaotik enerjilerden
akla karanın ayrışması.
Güçlü bir hesaplaşma ve ilahi adaletin işleyişidir..

Hayatlarımızda kadersel değişim dönüşüm ve yeniden hayat bulmanın adıdır bu Başak dolunayı.

Neptün tüm sis perdeleriyle kapatıp zihinleri bulanıklaştırken..
Tam bir teslimiyet ve tevekkülde kalmamız için tüm çabası..

Tutulmak tutunmaktır..
Bebek ilk doğduğunda annesinin elini tutar..
Ağaç yaprağı tutar..
Toprak suyu..
İnsan da tutunmak ister..
Hz Adem’in Havva’ya tutunması gibi ..
Güneş’in Ay’a
Ay’ın Güneş’e tutunması..Tutulması..
Yaratılışın fıtratından gelir.
Kainatta herşey
Yüce Kudret’in yarattıklarında kendini bulmamız, bilmemiz, muhabbet etmemiz..
Ve en çok da O’nu hatırlamamız;
O’na tutunmamız içindir..

Ay tutulması ile tutunduğumuz herşeyle yüzleşmek..

Avuçlarında biriktiğin ne varsa suyun ruhuna bırak..

Gelmiş, geçmiş, gelececeği..
Herşeyi bırak..
Bildiklerini bilmediklerini..
Duygularını düşüncelerini..

Yeniden doğmak için
Hayat bulmak;
Hayata tutunmak için
Hepsinden geç ve çık..
Aydınlığa..

Bilinmezliğe teslim ol..
Bildiklerinden daha emin olana..

Herşeyin sonuna gelindiyse sonsuz bir teslimiyet göstermek durunmasındır..

Neptün’ün 29°derecesi ve Kuzey Ay düğümleriyle kadersel bir akışa teslim olmaktan başka çıkar yoktur.

Güneş, Satürün’ün disipliniyle ışığını kaybetmiş..
Ego devreden çıkmak durumunda kalmış..

Zihin susturulmuş (merkür s)
Akıl idrak noktasında yapılacak herşey bitmiş.

Venüs retro
Kendinden başka bir şeyi kalmamış..

Mars yorgun savaşçı..Retrodan yeni çıkmış..

Toprağın (başak) kalbinde biriktirdiğin ne varsa eteğindeki bütün taşları bırak.
Suyun sakinliğine..
(Balık)

Ömrümüzün hesap günündeyiz..
O gün suçlular umutsuzca susar..” (Rum12)

Kudret kalemi, insanın kaderini yazdı cebrailin nuruyla yeryüzüne indi..Toprağa tevazudan başka ne düşer ki..Suyun üstünde süzülüp giden bir yaprak gibi bırak..

Kontrolün kendinde olduğunu sandığın herşeyi..
Sahip olduğun benim dediğin,sevdiğin, biriktiğin herşeyi..
Aklını kalbini zihnini herşeyi bir kenara bırak.
Geriye ne kalır..

Bıraktıkların da bırakamadıkların da aslında herşey O’nundur..

Ruhunu ve kalbini
Sonsuz Kudrete bırak..

Bırak ego savaşlarını
Bırak kontrol ettiklerini edemediklerini..

Hayat veren de Öldüren de O..

Kudret O’nun elindedir.
Hüküm ancak O’nundur.
Herşeye Kadir’dir.
Kün Fe Ye Kün..
Kudret kalemi
İlahi adaletin kılıcıyla kuşatmıştır..
Suyun merhametli kalbine..

“Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır.
Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top